27 Ekim 2012 Cumartesi

Göktürk Devletinin Yıkılmasından Sonra Oğuzlar

Göktürk Devletinin Yıkılmasından Sonra Oğuzlar

Bilge Kağanın ölümünden sonar ülkede tekrar kargaşa başladı. Bunların başında Aşina ailesinin kendi içindeki durmak bilmeyen taht kavgası ve bu durumdan faydalanarak kendi bağımsızlıklarını tekrar sağlamaya çalışan budunların ayaklanması göze çarpmaktadır. Bu gelişen olumsuz durumdan kazançlı çıkan Uygurlar olmuştur. Bunlar 744 yılında Aşina sülalesinden olanlara son vererek, yaklaşık 100 yıllık bir süre için ötüken'in yeni sahipleri durumuna yükselir.
744 yılında Gök Türk devleti Uygurlar tarafından ortadan kaldırılması ile Dokuz Oğuzlar bu sefer Uygurlar'a itaat etmek zorunda kalarak Uygur federasyonunu meydana getiren Türk budunlarına katılmıştır. Fakat Oğuzlar, II Göktürk devletine karşı almış oldukları tutumları aynen Uygurlara da uygulamışlardır. Ama Uygurlar, Dokuz Oğuzlar'ı ne zaman idareleri altına aldılar, kesin bir şey söylemek mümkün olmuyor. Uygurların kurucusu olan Kol Bilge Kağan'ın Gök Türk hâkimiyetini ortadan kaldırma çabası esnasında, Dokuz Oğuzlar ve diğer Oğuz kabilelerinin genel durumundan bahsedecek kaynaklarda bulunamamıştır.
747 senesinde Kol Bilge Kağan'ın ölümü zerine, yerine Türk tarihinin en güçlü simalarından biri olan büyük devlet adamı, Moyun-Çor geçti. İşte bu kağanın adına dikilen kimi kısmı iyi korunamayan Şine-Usu kitabelerinden Oğuzlar'ın (Sekiz Oğuzlar) durumu hakkında az da olsa bilgi edinmek mümkün olabilmektedir. Sine Usu yazıtlarında Moyunçur'un onlarla savaştığı anlatılmaktadır: "Tuttum bir orada ormanlığa yetiştim. Gece ışık batarken harp ettim. Orada mızrakladım. Gündüz [dağılmışlar], gece derlenmişlerdi. Ormanlıkta Sekiz Oğuz, Dokuz Tatarlar kalmadı, ikinci gününde gün doğarken harp ettim". Burada ilginç olan Oğuzlar'ın dokuz değil sekiz boy halinde zikredilmesidir. Nitekim Moyunçur Oğuzlar'la yaptığı ikinci savaşında da onlardan Sekiz Oğuz olarak söz etmektedir. Bu olaylarda Oğuzlar'ın bir boy haricinde Uygurlar'a karşı ayaklandıkları görülmektedir. Bir diğer açıklama ise, ilk iki savaşta Oğuzların sekiz boy olarak zikredilmeleri, bir boyun daha önce Gök Türklerle birlikte Çin'e gitmesinden ileri gelmektedir. Üçüncü savaş arifesinde bunlar geri dönerek tekrar Oğuzlar arasına katılmışlardı. Nitekim bir sonraki olaylarda Oğuzlar'dan yine Dokuz Oğuz olarak söz edilecektir. Oğuzlar'ın Uygurlar'a karşı savaşlarda yanlarına çeşitli boyları da aldıkları bilinmektedir. Başından beri sanki kader birliği yapmışçasına Oğuzlarla Dokuz Tatarlar'ı ittifak halinde görmekteyiz. Yine bu savaşlarda Kırgızlar ve Çikler de Oğuzlar'ın yanında yer alarak Uygurlar'a karşı çetin savaşlar vermişlerdir. Ancak bu savaşların hepsi Uygurlar lehinde sonuçlanmıştı. Uygurlar bu savaşlarda düşmanlarına karşı daima bağışlayıcı olmuştur.
Böylece Uygur kağanı Moyunçur'un Türkçe kitabesinde, devletin dayandığı başlıca unsur olarak "On Uygur ve Dokuz Oğuz budunu" zikrediliyor.
Yine Şine-Usu kitabelerinden anlaşılıyor ki, Uygurlar hâkimiyeti sırasında Oğuzların bir kısmı Gök Türkler ile Çin'e gitmişler ve Moyunçur'un Basmıllar ve Karluklar ile savaşları esnasında tekrar Türk iline dönmüşlerdir. Demek ki Uygurlar zamanında da bir dizi göç döneminin başlatıldığı görünmektedir.
Uygurların hâkimiyetine alınmış olan Orhun Oğuzları hakkında kaynaklarda bunun dışında daha fazla bilgi yoktur. Uygurlar, XI. yüzyıl ortalarında Orhun-Selenga vadisinden iç anlaşmazlıklar ve ayrıca 840 yılında Kırgızların saldırmaları nedeniyle Orhun bölgesinden ayrılıp, batıya yani şimdiki Orta Asya bölgesine göç etmişlerdir. Uyguların bir bölümü Beşbalık, Turfan, Barköl ve Hami Kenti bölgelerine göç etmek zorunda kalırken, Uygur federasyonuna dâhil olan Oğuzlar ise daha da batıya, İç Asya bölgelerine kaymak zorunda kaldılar. Bundan sonra anayurt bölgesindeki Oğuz topluluğu topluluğu hakkında fazla bilgi yoktur. Herhalde batı yönünde geniş ölçüde batı hareketi söz konusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder