27 Ekim 2012 Cumartesi

OĞUZLARIN ORTA ASYA'DA GÖÇLERİ VE YAYILMALARI

OĞUZLARIN ORTA ASYA'DA GÖÇLERİ VE YAYILMALARI


A-) ORHUN-YENİSEY HAVZASI OĞUZLARI
1-) Barlık Irmağı Kıyısında Altı Oğuzlar

Tölisler'den geldikleri muhtemel olan Oğuzlar'ın bu adı ne şekilde ve nasıl aldıkları bilinmiyor. Bilinen şu ki, Yenisey'deki Göktürk kitabelerinde adlan geçene kadar onlar hakkında bilgimizin olmamasıdır. Yalnız Yenisey Yazıtlarının Orhun'dakilerden daha eski bir zamana (VI ve VII yy.) ait olduğu dikkate alınırsa Oğuzların belgedeki tarihi VI yüzyıla kadar inmektedir.
Yenisey havzasındaki Barlık nehri kıyısında dikilen bir kitabede şöyle denilmektedir: " Öz Yiğen Alp Turan, Altı Oğuz kavminden on üç yaşında ayrıldım. Beylik nüfuzumdan, sizlerden ayrıldım". Anlaşılan bu yazıt, Altı Oğuz boyu beyinin mezar taşıdır. Kitabede kastedilen olay şu ki, henüz 13 yaşında olmasına rağmen Altı Oğuz boyunun başına geçen Öz Yiğen Alp Turan Bey burada vefat etmiştir. Onun küçük yaşta vefatı, ayrıca kitabedeki şekliyle "beylik nüfuzunu" korumak girişimi bu dönemde Oğuzların bağımsız olduklarını göstermektedir.
Bu yazıtın VII. yüzyılın ilk yarısı ile ortalarında dikildiği görüşü yaygındır. Buna bakarak, kitabe 600 yılından sonra yazıldığına göre, Oğuzlar altı boy halinde kendilerinden bir liderin başkanlığında bağımsız olarak Barlık çevresinde oturmaktaydılar.
Bunun dışında da Klementz Barlık kıyısından üç tane kitabe keşfetmiş. Bunların da Oğuzlara ait olduğu düşünülmektedir. Çünkü bütün yazıtlarda aynı damgaya rastlanmaktadır. Bu kitabelerde adı geçen Koni Tiriğ, Bayna Sangun oğlu Külüğ Çur ve adı okunmayan bir başbuğun birer Oğuz beyleri olduğuna ihtimal verebiliriz. Bunun dışında Yenisey yazıtlarında Oğuzlardan pek fazla söz edilmiyor. Onun için Barlık Oğuzlarının ilk Gök Türk devleti ile kurduğu münasebeti fazla bilinmiyor.
Buna rağmen Barlık yazıtları bize muhtemel bazı bilgiler vermektedir. Birincisi, bunların arka arkaya yazıldıkları anlaşılmaktadır. Buna göre, sırasıyla bu dönemdeki Altı Oğuz Beyliğinin liderleri şunlar olmuştur. 1. Öz Yiğen Alp Turan; 2. Külüğ Tutuk; 3. Onun kardeşi Koni Tiriğ, 4. Bayna Sangun; 5. Onun oğlu Külüğ Çur; ve 6. adı okunamayan bir bey. Son üç yazıtın sonu aynı bitmektedir: "Kuyudaki prensesimden". Burada "kuyu" kelimesinden mana, nehir kıyısındaki ülkesinde oturan prensesine gönderme olsa gerek. Bunu, Barlık lll'deki "vadideki oğlumdan ayrıldım" yazısı kanıtlamaktadır. Bütün bunlara bakarak Oğuzlar'ın VII. yüzyılın başlarından itibaren veya daha erken dönemlerden Barlık nehri yakınlarında oturdukları ortaya çıkmaktadır.
Oğuzlar'ın Tula boylarına göçleri 630 yılından sonrasına, yani Göktürklerin yıkılışına rastladığı için, sözü edilen beylerin 600–630 yılları arasında Altı Oğuz Beylerinin başında olmaları gerekir. Ancak söz konusu Oğuzların Barlık kıyısına ne zaman, neden geldikleri ve daha önceki tarihleri bilinmiyor.

Üstelik Altı Oğuzlar'ın Yenisey havzasından Orhun havzasına göç etmesine zorlayan nedenlere ilişkin ipuçları Barlık kitabelerde belirtilmiyor. Kutluk Hakan II. Göktürk Devleti'ni kurduğu sırada Oğuzlar artık Tula boylarında bulunuyorlardı. Bu göçün, F. Sümer'e göre, 630 yılında l. Göktürk Devleti'nin yıkılışından sonra gerçekleşme olasılığı çok yüksektir. Oğuz göçlerinin tesadüfî olmadığını, aynı tarihte Kemçik'e akan Çırgak nehri boylarında oturan Ediz boylarının güney-batıya inerek Oğuzlar'ın yakınından bir yerde yurt tuttukları kanıtlanmaktadır. Büyük ihtimalde Barlık Oğuzları Ediz boylarının baskısı nedeniyle göçe maruz kalmışlardır.

II/04 barlık yazıtı/I
Öz Yigen Alp Turan'dır adım./Altı Oğuz budunundan,/ On üç yaşında ayrıldım./Er'lik adına,/Daha yeni kavuşmuştum ki/Öldüm!/Beyliğimden oldum,/Sizlerden oldum.../(61/471)
II/05 barlık yazıtı/II
Köni Tirig'tir adım./Üç yaşında /Babasız kaldım./Ağabeyim,/Külüğ Tutuk /Baktı beni./Ve de,/Ölüm alıverdi /edenimi./Ayrı düştüm /Ece'mden./Ayrı düştüm /Ablamdan./(62/472)
II/06 barlık yazıtı/III
Ben,/Bayna Şangun'un oğlu,/Külüğ Çur'um./Bunsuz geçti çocukluğum./Bilmezdim kaygı, acıya değer./Arkadan gelirmiş o meğer./Doymadıydım /Gökte güneşe,/Yerde İl'ime /Doymadıydım./Ayrıldım /Kuy'daki Ece'mden,/Ayrıldım /Koyak'taki oğlumdan./Doymadan!/(63/473)

Üstelik l. Göktürk Devletinin yıkılmasıyla Orhun bölgesindeki ortaya çıkan otorite boşluğu Yenisey'den kovulan Oğuzları kendine çekmişti. Bu şekilde Oğuzlar hiçbir zorlukla karşılaşmadan Tula (Toğla) ırmağı boylarına yerleşmişlerdir.

2-) Tula Irmağı Kıyısında Dokuz Oğuzlar
VII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Oğuzlar, Tula (Toğla) nehri civarında dokuz boydan teşekkül eden bir birlik oluşturmuşlardı. Muhtemelen Tula civarına geldikten sonra birliğe dâhil olan kabile sayısı altıdan dokuza yükselmiştir. Bu konuda kendi fikrini izah eden L. Gumilev: "dış tehlikelerden korunmayı amaçlayan, birbirine yakın yaşayan küçük boylar kendi aralarında birleşerek ittifaklar meydana getirmişlerdi. Bunlar Türk soyundan olan Tölis boyları idi ki, bu tür topluluklar için "Oğuz" kelimesi kullanılmaktaydı. Dokuz Oğuz, Üç Oğuz, Sekiz Oğuz gibi kavimler ismi böylece ortaya çıkmıştır" diyor. Bize göre de Oğuzlar Barlık havzasında iken bu şekilde bir araya gelen kavimler birliği idi. İlk başlangıçtaki "oğuz" kelimesi mücerret olarak "kabile", "kabileler ittifakı" manasını ifade ederken, daha sonra olayların gelişmesiyle birlikte determinatif bir mana kazanarak boy ismi olmuştur. Bunlar zaman zaman gelişmeler içerisinde varlıklarını sürdüre bilmek için değişik sayılarla anılan birlikler halinde malum olmuşlardır. Dokuz Oğuz-dokuz (muhtelif) kabile, Üç Oğuz-üç(muhtelif) kabile gibi Orhun havzasındaki Oğuz birliğinin oluşmasını i. Kafesoğlu da buna yakın bir ifade ile destekleyerek, 630'da l Göktürk devletinin yıkılması ile bölgede oluşan iktidar boşluğuna bağlamaktadır. Ona göre fetret devresinde birçok Türk boylan gibi Oğuzların da kendi aralarında dış güçlerden korunmak amacıyla "Dokuz Oğuz" biriktiğini oluşturdular.
Muhtemelen, Tula boylarına geldikten sonra burada Oğuzlar Göktürklerinkine benzer bir idare tesis ettiler. Bölgedeki iktidar boşluğundan faydalanarak başlarında bulunan bir llteber emrinde Çinlilerin tuzağından uzak duran Dokuz Oğuz Beyliğini kurdular. Göktürk yazıtları II. Göktürk devletinin kuruluşu sırasında Dokuz Oğuzların başında Baz Kağanın bulunduğunu belirtir. Bazı araştırmacılar buna bakarak Oğuzlar'ın Tula-Selenga ırmakları boylarını ele geçirerek Dokuz Oğuz Kağanlığfm kurduklarından söz etmektedir. Ancak, bu pek mantıklı gözükmemektedir. Muhtemelen, bu görüşün ortaya çıkma nedeni Oğuz liderinin "kağan" unvanı taşımasıdır. Kanaatimizce, Oğuz beyi Baz Kağan'm adındaki "kağan" unvanı Çinliler tarafından verilmiş olmalıdır ki, Oğuzlar Çinlilerden sürekli hediyeler almakta idiler. Çinlilerin buradaki amacı Göktürklerden devir aldığı bölgenin hâkimiyetini şenle, ipekle elinde tutmaktır.
Aslında 630 yılında l. Gök Türk devletinin yıkılmasında Çin İmparatorluğu'nun başlıca müttefiklerinden biri de Tölisler'in ileri gelen boylarından Hsüeh-Yen-t'o'lar idi. Hsüeh-Yen-t'o'lar Çin İmparatorluğu’na yaptıkları bu hizmetin karşılığında Ötüken'de Gök Türklerden boşalan mevkie talip oldular. Bu uğurda giriştikleri faaliyetlerde kısmen başarıya ulaştıkları da anlaşılmaktadır. Ancak, Çin imparatorluğu dostTölis kabileleri arasında ihtilaf çıkarmayı başardı. Çinliler için en makbul yol Türk boylarını bir birine düşürerek bölgenin idaresini kendi ellerinde tutmaktı. Çünkü iskân politikasını uygulayıp, Çin köylerini buraya yerleştirmek veya devamlı göç halinde bulunan kabileleri kontrol altında bulundurmak için gerekli düzeni oluşturmak imkânsızdı. Bunun için her zamanki gibi rakip kavimlerin çatışmalarını sağlamak, ya da tek bir kabilenin kendisi için tehlikeli olabilecek şekilde egemenlik kurmasına meydan vermemek gerekir idi. Bu konuda en büyük yardımcısı yeni Tölislerden, Orhun havzasında tutunmaya çalışan Dokuz Oğuzlar oldu. Dokuz Oğuzlar Çin imparatorluğu ile ittifaka girerek Hsüeh-Yen-t'o'ları yenilgiye uğrattı(646). Böylece 647 yılında Tola ve Orhun nehirleri arasında yukarıda da bahsettiğimiz gibi başlarında elteber T'u-mi-t'u bulunan Dokuz Oğuz beyliği kuruldu. Fakat Çin imparatorluğu Dokuz Oğuzların müttefiki olarak gözükse de onların bağımsızlığını kabul görmediler. Bu nedenle 663 yılına kadar llteber T'u-mi-t'u Çin hükümetine karşı bağımsızlık savaşını yürütmek zorunda kaldı. Bu şekilde Oğuzlar'ın uzun sure hâkimiyet altında tutulamayacakları anlaşılmıştı. Baz Kağanın döneminde ise Dokuz Oğuzlar, Çin idaresinin desteğini alarak bölgenin en büyük siyasi kuvveti haline gelmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder